Hemşirebey (Oğuz Milcan) Kimdir? Atama, Tayin ve Mevzuat Üzerine 20 Soruda Kariyer Yolculuğu

Hemşirelik mesleğini sosyal medyada sadece mizah ile değil; bilgi, mevzuat, atama ve tayin süreçleriyle anlatan @Hemşirebeey (Oğuz Milcan) ile hem kariyer yolculuğunu hem de hemşire ve ebeler için yürüttüğü rehberlik çalışmalarını konuştuk.

1. “Hemşirebeey” kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Oğuz Milcan. Yaklaşık 13 yıllık hemşireyim. “Hemşirebeey” sayfasını açtığım 2020 yılında 7 yıllık sahada çalışan bir hemşireydim. O dönem sosyal medyada hemşirelik denilince akla sadece mizah içerikleri geliyordu. Hemşirelik mesleğinin sadece espri ve mizahla anılmasını kabul edemedim.

Meslektaşlarımın görev tanımı, hakları, mevzuat ve yönetmelikler konusunda ciddi bilgi eksikliği yaşadığını gördüğüm için bu açığı kapatmak adına sosyal medyada Hemşirebeey sayfasını kurdum. O günden bu yana hem hemşirelik mesleğini savunan hem de sahaya bilgi aktaran bir hemşire olarak yoluma devam ediyorum.

2. Uzmanlık alanınızı nasıl tarif ediyorsunuz?

Uzmanlık alanımın merkezinde hemşirelik mesleği, tayin yönetmelikleri ve diğer mevzuat yer alıyor. Hemşirelerin mesleki bilincinin güçlenmesi ve mesleki birliğin oluşması, en önem verdiğim iki hedef.

2020’den bu yana yönetmelikler, tayin ve atama süreçleri ile ilgili sahada sorun yaşayan meslektaşlarıma bilgi aktarımı yapıyorum. Özellikle sendikaların ve bazı yapıların bu alanda üyelerini yeterince bilgilendirmemesi, beni tayin yönetmelikleri ve mevzuat konusunda daha fazla üretmeye yöneltti.

3. Hemşirelikten dijital rehberliğe geçiş süreciniz nasıl başladı?

Bu sürecin çıkış noktası, 2020’de sosyal medyada hemşirelik sayfalarının neredeyse sadece mizah üretmesi oldu. Hemşirelik mesleğini hafifleten bir dil hakimdi ve bu benim içime sinmedi.

Sahada çalışan bir hemşire olarak “Hemşirelik mesleğine bilgi odaklı, hakkını veren bir sayfa lazım” diyerek bu mecraya girdim. Hem mizahın gölgesinde kalmış mesleki imajı toparlamak, hem de mevzuat, haklar ve görev tanımları konusunda bir rehber olmak için dijital tarafta aktif rol almaya başladım.

4. Hedef kitleniz kim? Hemşirebeey sayfası kimlere hitap ediyor?

Bugün için hedef kitlemi tüm sağlık çalışanları olarak tanımlayabilirim; çünkü tayin yönetmelikleri ve diğer mevzuat paylaşımlarım tüm sağlıkçıları ilgilendiriyor.

Ama adımda da anlaşılacağı gibi bu sayfanın temeli hemşireler ve hemşirelik. Son dönemde ebelerden de ciddi talep geldiği için ebeler özelinde de içerikler üretmeye başladım. Öğrenciler için doğrudan akademik bilgi vermiyorum; ancak KPSS ve atama süreçleri hakkında paylaşımlar yaparak onları da sürece hazırlamaya çalışıyorum.

Özetle: hemşirelik temelinde, tüm sağlık çalışanlarına hizmet eden bir sayfayım diyebilirim.

5. Atama dönemlerinde hemşire ve ebelerin yaşadığı en kritik sorun sizce ne?

Atama dönemlerinde en kritik sorun kesinlikle bilgi kirliliği. Özellikle 2025 atama sürecinde atama konusunda bir anda çok fazla kişi paylaşım yapmaya başladı.

Teoride bu çeşitlilik olumlu gibi dursa da, pratikte atama bekleyenlerin duygularını hiçe sayarak, sadece etkileşim odaklı, manipülatif içerik üreten sayfaların artması süreci negatif bir noktaya sürüklüyor. İnsanların hayatlarını belirleyen bir süreçte “algı yönetimi” yapılmasını doğru bulmuyorum.

6. Atama ve tayin sürecinde en sık yapılan hatalar neler?

İlk büyük hata, KPSS’nin önemini hafife almak. 2024 KPSS itibarıyla puanların yükseldiğini görüyoruz ve bu, sürecin her zamankinden daha kritik olduğunu gösteriyor. Buna rağmen birçok kişi geçmiş atamaların rahatlığına güvenip sınava çalışma konusunda rehavete kapılıyor.

İkinci olarak, doğru analiz yapamama ve araştırma kültürünün zayıflığı var. Atama döneminde önlerine gelen her bilgiye inanma, her paylaşımı ciddiye alma gibi bir eğilim söz konusu. Bu yüzden her zaman “Doğruluğuna güvendiğiniz, samimi bulduğunuz kişileri takip edin” diyorum.

İlk kez atamaya girecek olanlara da özellikle iyi analiz, doğru veri, güvenilir kaynak ve stres yönetimi konularında uyarılarda bulunuyorum.

7. Rehberlik ile danışmanlık arasında nasıl bir çizgi var? Siz kendinizi nerede görüyorsunuz?

Bence atama danışmanlığı birçok kişi tarafından küçümseniyor ve yanlış yönetiliyor. Son dönemde atama danışmanı sayısı çok arttı; ne yazık ki bazıları bunu tamamen vasıfsız ve ticari şekilde yapıyor.

Atama dönemi sadece kılavuzun yayımlandığı 7 günlük tercih haftasından ibaret değil. Bu süreç aynı zamanda bir psikolojik danışmanlık süreci. Biz danışanlarımızı yaklaşık 30–45 gün öncesinden sisteme dahil ediyor, stres yönetimi ve süreç yönetimi konusunda yanlarında oluyoruz.

Amacımız, sonuç ne olursa olsun, danışmanlık alan kişinin süreci huzurlu şekilde tamamlaması. Hatta “Bizden danışmanlık alan herkes, bir sonraki dönemde başkasına danışmanlık verebilecek seviyeye gelir” dememizin sebebi de bu emek yoğun yaklaşımımız.

8. Mevzuatı ve yönetmelikleri nasıl takip ediyor, nasıl yorumluyorsunuz?

Mevzuat konusu tek kişinin omuzlayacağı kadar basit değil. Bu nedenle farklı kişilerle sürekli istişare halindeyim. Bazen bir sendikanın mevzuat ekibiyle, bazen başka bir mevzuat sayfasının yöneticisiyle görüşüyorum.

Yönetmelikler karmaşıktır ve farklı anlamlar çıkarılabilir. Bu yüzden sahada ve sosyal medyada yönetmeliklere hâkim olan herkesle iletişimde olmaya çalışıyorum. Ayrıca Sağlık Bakanlığı verilerini düzenli tararım; çünkü çoğu kişinin haberdar olmadığı çok sayıda yönetmelik, usul ve esas var. Bu da aslında bakanlığın önemli bir sorunu: yayınlanan pek çok düzenleme sahaya yeterince anlatılamıyor.

9. Sosyal medyada bilgi kirliliği ve yanlış yönlendirme hakkında ne düşünüyorsunuz?

Atama dönemlerinde bazı sayfaların algı yönetimi ile atama bekleyenleri manipüle ettiğini görüyoruz. Rakamlarla, “kulis bilgisiyle” ya da duyguları tetikleyen söylemlerle insanları yanlış yönlendiren çok sayfa var.

Bu yüzden atama bekleyenlere önerim net: Doğruluğuna inandığınız, samimi bulduğunuz, gerçekten sahadan beslenen sayfaları takip edin. Takip ettiğiniz kişilerin diline, üslubuna, tutarlılığına bakın; sadece “umut pompalayan” içeriğe değil, somut analize odaklanın.

10. “Puanım şu, nereye atanırım?” sorusuna nasıl bakıyorsunuz?

Bu soru atama dönemlerinde en sık aldığım sorulardan biri: “Şu puanla şuraya atanır mıyım?

Atama kontenjanı belli olmadan ve bu kontenjanın kılavuz üzerinden kurum ve illere dağılımı açıklanmadan bu soruya net cevap vermek doğru değil. Erken yorumlar insanları yanlışa sürükleyip hem yanlış tercih yaptırabilir hem de ciddi duygusal yıpranma yaratabilir.

Biz “Bu soruları sormak için çok erken” dediğimizde bazıları gözünde bizi bilgisiz görebiliyor ama sürecin sonunda çoğu zaman haklı çıktığımızı görüyoruz. Onları da anlıyorum; süreç zor, stresli ve belirsizlik dolu. İşte tam da bu yüzden aceleci yorumlardan kaçınıyorum.

11. Atama analizlerinde veri ve istatistikleri nasıl kullanıyorsunuz?

Bizim bakanlıkta ya da başka resmî kurumlarda doğrudan bilgi akışı sağladığımız “özel tanıdıklarımız” yok. En büyük gücümüz;

  • Geçmiş atama verileri,
  • İstatistikler,
  • Ve bu verileri okuma–yorumlama konusundaki analiz yeteneğimiz.

8 atama dönemidir, bakanlıkta tanıdığı olanların söyledikleriyle aynı şeyleri ifade ettiğimiz çok oldu. Ancak insanlar bazen bilgiye ve analize değil, “bakanlıkta tanıdığı var” cümlesine daha çok inanıyor; bu da o kişileri daha popüler hale getiriyor. Ben ise popülerlikten çok doğru analize önem veriyorum.

12. Mağduriyet hikâyeleri ile karşılaştığınızda ne hissediyorsunuz?

Son dönemde özellikle yetkin olmayan, sadece maddi çıkar odaklı atama danışmanlarının ortaya çıkmasıyla ciddi mağduriyetlerle karşılaşıyoruz.

İlgi göstermeyen, bilgi akışı sunmayan, süreç boyunca erişilebilir olmayan kişiler tarafından, insanların hayatlarını doğrudan etkileyen tercih süreçlerinin yanlış yönetildiğini görmek beni gerçekten üzüyor. Bu örnekler, neden etik ve nitelikli danışmanlığın bu kadar önemli olduğunu her defasında hatırlatıyor.

13. İlk kez atamaya girecek hemşire ve ebelere yol haritanız nedir?

İlk kez atamaya girecek olanlara özetle şunları tavsiye ediyorum:

  • İyi analiz yapın.
  • Doğru veriye, doğru kaynaktan ulaşın.
  • Bilgisine ve samimiyetine güvendiğiniz insanları takip edin.
  • Stresinizi yönetin, sürecin psikolojik boyutunu hafife almayın.

Bunları yapan biri hem tercih sürecini daha sağlıklı yönetir, hem de sonuç ne olursa olsun “Elimden geleni yaptım” diyerek süreci daha huzurlu kapatır.

14. Yurt dışına giden hemşire ve ebeler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son dönemde ABD, Kanada, İngiltere ve özellikle Almanya başta olmak üzere yurt dışına giden meslektaşlarımızın sayısı ciddi şekilde arttı. Bu ülkelerde hemşirelere verilen değer, pek çok kişiyi doğal olarak cezbediyor.

Yurt dışına giden tüm meslektaşlarıma başarılar diliyorum; ancak onlardan en büyük isteğim şu: Türkiye’de eksik gördükleri konuların orada nasıl çözüldüğünü iyi gözlemlemeleri ve bu çalışma sistemlerinin Türkiye’ye nasıl entegre edilebileceği üzerine kafa yormaları.

Herkesin yurt dışına gitmesi mümkün değil; bu yüzden oraya gidenlerin de burada kalan meslektaşları için pozitif katkı sunmaları en büyük arzum.

15. Resmî kurumlar ve sendikalar varken kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?

Kendimi resmî kurumların önüne, arkasına ya da yanına koymuyorum; ama şunu net söyleyebilirim: Resmî kurum ve kuruluşlar görevlerini tam yapmadığı için ben varım.

Keşke sendikalar, mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili sorunları sorun oluşmadan çözse ve üyeleri için gerçekten ulaşılabilir olsa. Bana en çok gelen şikâyetlerden biri, özellikle tayinler konusunda gerek sendikalarda gerek bakanlık çalışanlarında yetersiz bilgi olması ve mevcut yönetmeliklerin ya bilinmemesi ya da yanlış yorumlanması.

Ben elbette her şeyi bilmiyorum; ama ulaşılabilir olmam ve araştırmaya açık oluşum nedeniyle insanlar beni güvenilir kaynak olarak görüyor. Tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde olup sahadaki meslektaşlarımın çıkarlarını korumayı hedefliyorum.

16. Sosyal medyada bu kadar kişiye ulaşmak sizde nasıl bir sorumluluk duygusu oluşturuyor?

Sosyal medyada mevzuat konusunda birçok sendikadan daha fazla bilgiye sahip olduğumu ve bunu sahaya daha çok aktardığımı düşünüyorum. Ancak bilgi paylaşmak, uzun metinler yazmak sosyal medyada pek popüler değil. Okuma tembelliği olan bir toplumda saf bilgiyle hizmet vermek büyük dezavantaj.

Zaman zaman sayfayı kapatmayı düşündüğüm anlar oldu. Tam da bu dönemlerde “atama” konusunda daha profesyonel bir çizgiye geçmeye çalıştım. Çünkü biliyorum ki paylaştığım her kelimeyi binlerce kişi ciddiyetle takip ediyor. Bu yüzden ağzımdan çıkan her sözü defalarca süzerek paylaşmaya özen gösteriyorum.

17. Eleştiriler ve linç kültürüyle nasıl baş ediyorsunuz?

Eleştirinin doğru uygulandığında daha iyisini ortaya çıkaran bir kültür olduğuna inanıyorum; fakat ülkemizde çoğu zaman bu, “hoşuna gitmeyeni sorgusuz sualsiz linç etme” biçimine dönüşüyor.

“Bizden olmayan, ne kadar doğru olursa olsun yanlıştır” anlayışını sıkça deneyimliyorum. Özellikle bazı sendikaların sosyal medyayı bu anlamda çirkin şekilde kullanabildiğini görüyorum. Bu durum, doğru ve bilgili insanları olumsuz etkiliyor; ama ben yine de doğru bildiğimi sakin ama kararlı bir dille anlatmaya devam etmeyi seçiyorum.

18. İş birlikleri, reklamlar ve tarafsız kalma çabanızdan biraz bahseder misiniz?

Atama konusu benim için popülerlikten daha önemli. İnsanların hayatlarının geri kalanını etkileyecek bir süreçte “algı yapmak” ya da sadece ticari çıkar düşünmek kabul edilemez.

Sahada birlikte çalışacağım insanların duygularını algı malzemesi yapamam. Bu nedenle paylaşacağım her konuyu en ince detayına kadar inceler, sonra yayınlarım. Evet, iş birliği teklifleri alıyorum; fakat atama bekleyen insanlara faydası olmayan hiçbir oluşumun içinde olmayı tercih etmiyorum.

19. Gelecek için ne tür projeleriniz var? Üniversiteler ve eğitim planlarınızdan bahseder misiniz?

Şu anda en önemli odağım atama süreci. Kırşehir ve Yozgat üniversitelerinde KPSS sürecinden başlayarak adım adım atama serüveni odaklı sunumlar yaptım.

Hedefim, 2026 KPSS dönemine hazırlık kapsamında ülkedeki tüm üniversitelere giderek, öğrenciler daha sıralarındayken onlara atamanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak. Böylece atama sürecine daha hazırlıklı gelecek, tercih sürecini en iyi şekilde yönetme şansları olacak.

20. Son olarak, hemşirelere ve sağlık çalışanlarına vermek istediğiniz mesaj nedir?

Ben mesleğine değer veren, hemşirelik mesleğini yüceltmek isteyen bir insanım. Bu doğrultuda tüm kurum ve kuruluşlarla, akademisyenlerle iş birliğine her zaman hazırım.

Bu sayfa, meslektaşlarım için var ve onlara yönelik yapılacak her türlü faaliyet için hizmete hazır. Kişisel hedeflerim ayrı, hemşirelik mesleğine katkım ayrı. Geçmişte bazı iş birliklerinden zarar görmüş olsam da her zaman öne bakmayı ve fayda üretmeyi seçiyorum.

Hemşire.com ekibine ve hemşirelik medyasına da başarılar diliyorum. En büyük hayalim ise bir gün hemşireler birliğinin kurulduğuna şahit olmak. O gün, bu mesleğin bu topraklarda hak ettiği değeri bulduğuna dair önemli bir işaret olacak.

Röportaj: Hemşire.Com - Sezai Yılmaz

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال