
1) SENDİKA NE YAPAR? ÜYENİN HAYATINA NASIL DOKUNUR?
Sendikanın varlık sebebi yalnızca “temsil edilmek” değildir; asıl amaç çalışanları ortak talepler etrafında birleştirip pazarlık gücü oluşturmaktır. İyi işleyen bir sendika; ücret kalemleri, özlük hakları, çalışma saatleri, görev tanımı ihlalleri, izin/nöbet düzeni, şiddete karşı önlemler, idari baskılar ve disiplin süreçleri gibi başlıklarda üyeyi korur, kurumu denetler, idareyi doğru uygulamaya zorlar.
- Toplu sözleşme ve yerel kazanımlar: Ücret, sosyal haklar, ek ödemeler, izinler, nöbet sistemi ve çalışma düzeni gibi alanlarda sonucu etkileyen süreçleri yürütür veya sahada takip eder.
- Hukuki destek ve temsil: İtiraz-dava süreçlerinde üyeyi yalnız bırakmaz; dilekçe, başvuru, arabuluculuk, disiplin savunması gibi alanlarda yol haritası sunar.
- İdari baskı ve mobbing süreçleri: Keyfi görevlendirme, tutanak baskısı, performans tehdidi gibi durumlarda üyeyi koruyacak mekanizmaları işletir.
- Saha sorunlarını görünür kılma: İş yükü, personel eksikliği, angarya işler, görev dışı iş dayatmaları, güvenlik sorunları gibi gerçek problemleri gündemde tutar.
- Üyeyi bilgilendirme: Mevzuat değişikliklerini anlaşılır biçimde aktarır; hak kaybını önleyecek rehberler hazırlar.
Buradaki kilit soru “sendika var mı?” değil; “sendika işliyor mu?” sorusudur. Eğer çalışmıyorsa üyelik formaliteye dönüşür; formalite, çalışanın haklarını büyütmez.
2) SENDİKA SEÇİMİNDE EN KRİTİK İLKE: VERİYLE KONUŞMAK
Sendika değerlendirmesi yaparken duyduklarınızı değil, gördüklerinizi esas alın. Bir sendikanın gerçek performansı paylaşımlarında veya söyleminde değil; işyerinizde ürettiği sonuçta ortaya çıkar. Bu yüzden kriterleri netleştirip “kanıt” aramak gerekir.
Sendika seçerken bakılması gereken ana kriterler
- Somut kazanım geçmişi: Son 1-2 yılda işyerinizde/ilinizde hangi iyileştirmeler oldu? Nöbet, izin, görev dağılımı, servis güvenliği gibi konularda gerçek sonuç var mı?
- Ulaşılabilirlik ve hız: Temsilciye ulaşabiliyor musunuz? Geri dönüş süresi saatler mi, günler mi? Krizde “yanınızda” mı?
- Hukuki kapasite: Hukuk birimi gerçekten çalışıyor mu? Disiplin, tutanak, savunma, idari işlem iptali gibi konularda pratik destek veriyor mu?
- Şeffaflık: Aidatın nereye harcandığı, faaliyet raporları, bütçe kalemleri açık mı?
- Mesleki odak: İş yükü, görev tanımı, şiddet, personel açığı gibi saha gerçeklerini merkezine alıyor mu?
- Üye memnuniyeti: Aynı işyerinde üyeler “işim düştü çözdüler” mi diyor, yoksa “görünürlük var ama çözüm yok” mu?
Sendika seçimi “kim daha çok konuşuyor?” yarışı değildir; “kim daha çok çözüyor?” sorusunun cevabıdır.
3) ÜYE OLARAK SORMANIZ GEREKEN DOĞRU SORULAR
Üyelik öncesi veya mevcut sendikanızı değerlendirirken net sorular sorun. Net soru, net cevap ister. Cevap yoksa, zaten problem vardır.
- “Son 12 ayda işyerimizde hangi somut kazanımları sağladınız? Örnekleriyle anlatır mısınız?”
- “Görev tanımı dışında iş dayatıldığında hangi adımı atıyorsunuz? Yazılı bir süreç var mı?”
- “Disiplin soruşturması açılırsa savunma sürecinde nasıl destek oluyorsunuz?”
- “Mobbing/idari baskı durumunda hangi mekanizmaları işletiyorsunuz?”
- “Aidat gelirinizin ne kadarı doğrudan sahaya ve üyeye dönüyor?”
- “Temsilciye ulaşamazsam alternatif iletişim kanalı ve sorumlu kişi kim?”
- “Kurum içi görevlendirmelerde keyfiliğe karşı nasıl bir duruşunuz var?”
Bu soruların cevapları size “duygu” değil, “sistem” gösterir. Sistem yoksa sürdürülebilir kazanım da yoktur.
4) KIRMIZI BAYRAKLAR: BU İŞARETLER VARSA DİKKATLİ OLUN
Bazı yapılar üyeyi “sayı” olarak görür; aidat gelirini garanti sayar. Böyle durumlarda eleştiri sevilmez, soru soranlar etiketlenir, sorunlar büyür. Aşağıdaki işaretler sendika performansının zayıf olabileceğini gösterir:
- Eleştiriye tahammülsüzlük: Soru soranı küçümseyen, itirazı kişiselleştiren dil.
- Vitrin faaliyeti: Çok duyuru, çok slogan; sahada sonuç yok.
- Şeffaflık yokluğu: Aidat ve faaliyetler muğlak, rapor yok, hesap yok.
- Ulaşılamayan temsil: Temsilci var ama yok; arayınca dönüş yok, takip yok.
- Saha gerçeklerinden kopuk gündem: İş yükü, görev tanımı, nöbet/izin adaleti gibi temel meselelerin sürekli ertelenmesi.
- Kişi merkezli yapı: Kurumsal sistem yerine “adamımız var halleder” anlayışı.
Bu işaretler bir aradaysa üyelik “korunma” sağlamaz; yalnızca aidat ödemiş olursunuz.
5) SENDİKA DEĞİŞTİRMEK NEDEN NORMALDİR?
Sendika değiştirmek bir “düşmanlık” veya “kapris” değildir; sendikaların çalışmasını sağlayan en güçlü denetim araçlarından biridir. Üyeler talep ve beklentilerini netleştirdikçe sendikalar sahaya daha ciddi yatırım yapmak zorunda kalır. Kısacası çalışan hareketliyse, sendika performans üretir. Önemli olan değişim kararını anlık öfkeyle değil, süreç değerlendirmesiyle vermektir.
Değişim kararı için pratik kontrol listesi
- Son 6-12 ayda yaşadığınız bir problemde sendikanız aktif destek verdi mi?
- Hukuki destek talebinizde somut yol haritası sunuldu mu?
- Temsilciye ulaşım, geri dönüş ve takip düzenli mi?
- Saha sorunlarınız sendikanın gündeminde öncelik mi?
- Aidatın karşılığında aldığınız destek “hissedilen” değil, “ölçülebilir” mi?
Bu soruların çoğuna “hayır” diyorsanız, değişim bir seçenek değil; çoğu zaman bir zorunluluktur.
6) SENDİKA SEÇİMİNDE EN SIK YAPILAN HATALAR
Yanlış sendika seçimi çoğu zaman kötü niyetten değil, yanlış yöntemden kaynaklanır. İşte sahada sık görülen hatalar:
- Çevre baskısıyla üye olmak: “Herkes burada” diye seçim yapmak.
- İndirim/promo odaklı bakmak: İndirim anlaşmaları güzel olabilir ama sendikanın ana işi bu değildir.
- Kişi üzerinden değerlendirmek: Bir temsilci iyi diye sistemin iyi olduğunu varsaymak; kişi değişince her şey çöker.
- Sloganı performans sanmak: Yüksek sesin, yüksek sonuç anlamına gelmediğini unutmak.
- Mevzuat bilgisizliği: Haklarını bilmeyen üye, sendikayı da doğru ölçemez.
7) SAHADA EN ÇOK YAŞANAN SORUNLAR VE SENDİKANIN TEST NOKTALARI
Sendikanın gerçekten işe yarayıp yaramadığını anlamanın en iyi yolu, sık yaşanan problem anlarında verdiği tepkidir. Aşağıdaki başlıklarda sendikanızın refleksini gözlemleyin:
- Görev tanımı ihlali ve angarya: Görev dışı iş dayatmalarına karşı yazılı süreç, resmi başvuru, takip.
- Keyfi görevlendirme: Sözlü talimatlarla yapılan adaletsiz dağılımlara karşı kurumsal itiraz ve kayıt altına alma.
- Nöbet ve izin adaletsizliği: Eşitlik, şeffaf nöbet planı, izinlerin kullandırılması için ısrarcı takip.
- İdari baskı / mobbing: Tutanakla sindirme, savunma isteme, disiplin tehdidi gibi durumlarda hukuki ve kurumsal destek.
- Şiddet ve güvenlik: Riskli birimlerde güvenlik önlemlerinin artırılması için sürekli izleme ve raporlama.
Sendikanız bu noktalarda “izleyici” kalıyorsa, sizi değil; kendi konforunu koruyor olabilir.
8) EN DOĞRU SENDİKA, SİZİN İÇİN ÇALIŞAN SENDİKADIR
Sendika seçimi, mesleki yaşam kalitenizi belirleyen stratejik bir tercihtir. Seçiminizi duyguya değil, veriye dayandırın. Sorun; çözülene kadar takip edilmelidir. İletişim; yalnızca “duyuru” değil, gerçek destekle anlam kazanır. Şeffaflık; güvenin temelidir. Ve en önemlisi: Üye pasif kalmazsa sendika da pasif kalamaz. Sorgulayın, karşılaştırın, ölçün; gerektiğinde değiştirin. Çünkü güçlü sendikacılık, güçlü üyenin sorusuyla ve talebiyle başlar.
HEMŞIRE.COM HABER MERKEZİ