Sağlık sistemi alarm veriyor… Nüfusu 85 milyona yaklaşan Türkiye’de, hastanelerin, aile sağlığı merkezlerinin ve doğum hizmetlerinin bel kemiğini oluşturan hemşire ve ebe sayısı, uluslararası standartların çok gerisinde kaldı. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşabilmesi için en az 384 bin, OECD ortalamasını yakalayabilmesi için ise yaklaşık 448 bin yeni hemşire ve ebeyi istihdam etmesi gerekiyor. Mevcut tablo, bir yandan sağlık çalışanlarının omuzlarındaki yükü her geçen gün ağırlaştırırken, diğer yandan hasta güvenliği ve hizmet kalitesi açısından ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.

Mevcut Hemşire ve Ebe Sayısı: Avrupa’nın Çok Gerisinde
Türkiye’de sağlık sistemi, hemşire ve ebe istihdamındaki yetersizlik nedeniyle alarm veriyor. Resmî verilere göre 2024 itibarıyla ülkede 264.857 hemşire ve 61.618 ebe, toplam yaklaşık 326 bin hemşire-ebeden oluşan bir kadro bulunuyor. Bu sayı, nüfusu 85 milyona yaklaşan Türkiye için son derece yetersiz.
Nitekim Türkiye’de 100 bin kişiye düşen hemşire + ebe sayısı sadece 381 iken Avrupa Birliği (AB) ortalaması 837, OECD ortalaması ise 913 düzeyindedir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’de her 1000 kişiye yaklaşık 2,9 hemşire düşerken OECD ortalaması 9,2’dir. Hemşire açığı bu denli büyük olan Türkiye, kişi başına düşen hemşire sayısında AB ve OECD ülkelerinin en son sırasında yer almaktadır.
AB ve OECD ile Karşılaştırma: Yüzbinlerce Yeni Hemşireye İhtiyaç Var
Uzmanlar, Türkiye’nin AB standartlarına erişebilmesi için mevcut hemşire-ebelerin yaklaşık iki katına çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
2018 yılında yapılan bir sendika açıklamasına göre Türkiye’nin AB ülkelerini yakalayabilmesi için yaklaşık 455 bin ek hemşire ve ebeye ihtiyacı vardır. Son yıllarda yapılan iyileşmelere rağmen aradaki fark hâlâ uçurum niteliğindedir.
Bugün de tahminler,
- AB ortalamasına ulaşmak için ~384 bin,
- OECD ortalamasına ulaşmak için ise ~448 bin
dolayında hemşire ve ebenin ek istihdamı gerektiğini göstermektedir.
Sağlık-Sen Eski Genel Başkanı Semih Durmuş, OECD verilerine göre Türkiye’de olması gereken ebe-hemşire sayısının yaklaşık 680 bin iken fiilen hizmet verenin yaklaşık 220 bin civarında kaldığına dikkat çekmiştir. Bu hesap, Türkiye’nin halen yüzbinlerce hemşire açığı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Benzer şekilde 2011’de yapılan bir analiz de AB ortalamasını yakalamak için Türkiye’nin 424 bin hemşireye daha ihtiyaç duyduğunu belirterek sorunun yeni olmadığını göstermiştir.
Yetersiz İstihdamın Sonuçları: Aşırı İş Yükü ve Tükenmişlik
Hemşire açığı, sahada çalışan sağlık personelinin omuzuna büyük bir iş yükü bindirmektedir. Mevcut hemşire ve ebeler, idealin çok altında bir kadroyla hizmet vermeye çalıştıkları için sürekli yoğun mesailer ve bitmek bilmeyen nöbetler yapmak zorunda kalmaktadır.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’ndan alınan bilgilere göre Türkiye’de yarıdan az personelle, Avrupa’dakinin iki katı hastaya bakılmakta; bir Türk hemşiresi, AB’deki meslektaşının 4 katı iş yükü altında çalışmakta ve neredeyse yarısı kadar ücret almaktadır. Bu durum, hem çalışan memnuniyeti hem de hasta bakımının niteliği açısından ciddi riskler oluşturmaktadır.
Hasta güvenliği de personel eksikliğinden olumsuz etkilenmektedir. Yapılan araştırmalar, hemşire başına düşen hasta sayısının makul düzeye indirilmesinin ölüm oranlarını azalttığını ve hataları düşürdüğünü ortaya koymaktadır. Buna karşın Türkiye’de mevcut tabloda her bir hemşirenin aynı anda çok fazla hastaya yetişmeye çalışması, bakım kalitesini ve hasta güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Yeterli sayıda hemşire olmaması;
- Hastaların takibinde aksamalara
- Tıbbi hataların artmasına
- Sağlık hizmetinin etkinliğinin düşmesine yol açabilmektedir.
Tükenmişlik Sendromu Yaygınlaşıyor
Aşırı iş yükü ve stres altında çalışan sağlık personelinde tükenmişlik sendromu giderek yaygınlaşmaktadır. Yapılan açıklamalarda, birçok hemşirenin tükenmişlik sendromu yaşadığı vurgulanmaktadır.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan açıklamalarda da hekim ve hemşire açığının çalışanlar üzerinde ciddi bir tükenmişliğe yol açtığı, hasta başına ayrılan süreyi azaltarak hizmet kalitesini düşürdüğü ifade edilmiştir.
Yetersiz istihdam;
- Personelin motivasyonunu düşürmekte
- İş tatminini azaltmakta
- Sağlık çalışanlarını meslekten soğutmakta
- Yeni bir göç veya istifa dalgası riskini artırmaktadır
Uzmanların Görüşleri: Ne Yapılmalı?
Uzmanlar, sendikalar ve meslek örgütleri hemşire açığının kapatılması ve sağlık çalışanı eksikliğinin giderilmesi için acil adımlar atılması gerektiği konusunda hemfikirdir.
1. İstihdamın Artırılması
Sağlık insan gücü planlaması yapılarak acilen yeterli sayıda hemşire ve ebenin ataması yapılmalıdır. Her yıl düzenli ve yüksek sayıda alım yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Aksi halde mevcut personel açığıyla Türkiye sağlık sisteminin sürdürülebilir olmayacağı belirtilmektedir.
2. Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi
Hemşirelerin ücret ve özlük haklarının iyileştirilmesi, insanca yaşayabilecekleri ücretlerin sağlanması temel talepler arasındadır.
- Tek kalem, emekliliğe yansıyan maaş sistemi
- Meslek tanımlarının netleştirilmesi
- 3+1 sözleşme gibi yıpratıcı uygulamaların kaldırılması önerilmektedir.
3. Ağır İş Yükünün Azaltılması
Kadro eksiği giderilene kadar mevcut hemşirelere adil iş dağılımı yapılmalı, nöbet sayıları makul seviyeye çekilmelidir. Birçok hemşirenin yıllık izin bile kullanamadığı belirtilmektedir. Bu durumun düzeltilmesi, hem çalışanların sağlığı hem de hasta bakımının kalitesi açısından kritik görülmektedir.
4. Güvenli ve Destekleyici Çalışma Ortamı
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için etkin tedbirler alınmalı, tüm hastanelerde güvenli çalışma ortamı sağlanmalıdır. Mobbing ve baskının önlenmesi, ayrıca özellikle kadın sağlık çalışanları için sosyal destek mekanizmalarının geliştirilmesi istenmektedir.
5. Eğitim ve Uzmanlaşma
Hemşirelik okullarının sayısı nitelikli şekilde artırılmalı, mevcut eğitim standartları yükseltilmelidir. İhtisaslaşmış hemşirelerin teşvik edilmesi ve karar alma süreçlerinde daha fazla söz sahibi olması, uzun vadede güçlü bir sağlık insan kaynağı altyapısı oluşturacaktır.
Sonuç
Türkiye’de sağlık çalışanı eksikliği, özellikle hemşire ve ebe açığı boyutunda artık yapısal bir sorun haline gelmiştir. Bu sorun yalnızca sağlık çalışanlarının değil, doğrudan halkın sağlık hakkını ilgilendiren bir kriz olarak görülmektedir.
Mevcut gidişatın devam etmesi durumunda Türkiye sağlık sistemi artan nüfusun ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanacak ve memnuniyetsizlik daha da artacaktır. Ancak sorun odaklı ve planlı çözümler hayata geçirilirse, hem çalışanların koşulları hem de vatandaşların aldığı sağlık hizmetinin niteliği önemli ölçüde iyileşecektir.
HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ