Danıştay’dan Emsal Karar: Memurun Yıllık İznini Engelleyen Amir Tazminat Öder!

Kamu görevlilerinin yıllık izinlerinin kullandırılmasında amirlere tanınan takdir yetkisi ile memurların dinlenme hakkı arasındaki sınırlar, kanun, Danıştay içtihatları, Mülga Devlet Personel Başkanlığı (DPB) görüşü ve Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) kararları ışığında netleşiyor. Uzun süre izin kullandırılmayan veya izni keyfi olarak reddedilen memurlar bakımından hem idari sorumluluk hem de manevi tazminat talepleri gündeme gelebiliyor.

Özet: Hukuki çerçeve ve sonuç

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 103. maddesi, yıllık izinlerin “amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım” kullanılacağını öngörerek amire takdir yetkisi tanıyor. Ancak bu yetki hizmet gerekleriyle sınırlı; keyfi veya hakkı özünden ortadan kaldıracak uygulamalar hukuka aykırı sayılıyor. Danıştay kararları, bölge idare mahkemeleri ve KDK içtihadı, somut gerekçe göstermeksizin iznin kullandırılmamasının hukuka aykırı olabileceğini; bu durumda memurun manevi zarara uğradığının kabulü ve idarenin tazminat ödemesinin mümkün olduğunu vurguluyor.

Kanun: 657 sayılı Kanun — Madde 103

Kanun metni, yıllık izinlerin kullanımında hem memurların dinlenme hakkını korumayı hem de kamu hizmetinin aksamamasını sağlamayı amaçlıyor. Bu nedenle amire takdir yetkisi verilmiş; amir hizmet gerekleri çerçevesinde izni erteleyebilecek veya iki yılın izinlerini birleştirebilecek. Ancak takdir yetkisinin, memurun iznini tamamen ortadan kaldıracak; adalet ve hakkaniyete aykırı şekilde kullanılması kabul edilmiyor.

Mülga DPB Görüşü (Tarih: 13.07.2012, S:11967)

Mülga DPB görüşü, takdir yetkisinin mevzuatın çizdiği sınırlar içinde, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun, kamu hizmeti ve kamu yararı amacıyla kullanılmasının gerekliliğini ifade etmiş; takdir yetkisinin Anayasal ve yasal olarak tanınmış bir haktan ilgililerin faydalanamaması sonucunu doğuracak şekilde kullanılmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Danıştay ve Mahkeme İçtihatları — Uygulama Örnekleri

  • Danıştay 12.Dairesi (26.09.2012, E:2009/4964, K:2012/5278): Aynı kurumda farklı personele farklı sürelerde izin verilirken, bir uzman personelin gerekçe gösterilmeksizin izin talebinin reddedildiği olayda; manevi ıstırap nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiği; kararın idare aleyhine tazminata hükmedilmesinin ve idarenin yasal yollarla sorumlu personelden rücu edebileceğinin altı çizilmiştir.
  • Danıştay 16. Dairesi (25.05.2016, E:2015/7625, K:2016/3687): Hizmet gerekleriyle ilgili öngörülerle belli sürelerle toplu izin verilmemesinin mümkün olabileceğini kabul etmekle birlikte; idarenin yürütülen hizmetle doğrudan ilgili olmayan sebeplerle izin kısıtlaması yapmasının, 103. maddedeki takdir yetkisinin aşılması anlamına geleceğini ve mağduriyet doğuracağını belirtmiştir.
  • İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi (30.11.2017, E:2017/1365, K:2017/2000): Personel yetersizliği gibi gerekçelerle izin reddinin hizmet gereklerine dayandırılabileceğini kabul etmiş; ancak iznin kullandırılmamasının daha önceki yıllara ait iznin düşmesine yol açacak şekilde uygulanmasının Anayasal dinlenme hakkının ihlali olabileceğini ve hukuka aykırı bulunduğunu kararında ifade etmiştir.

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Kararı (26.08.2024, Başvuru No: 2024/7830)

KDK, somut olayda amirin sadece takdir yetkisi kapsamındaki soyut bir gerekçe ile memurun izin talebini onaylamamasını; idarenin makul sürede hareket etme yükümlülüğünü ihmal etmesini ve takdir yetkisinin sınırları dışında kullanımını tespit etmiştir. KDK, ilgili idareye yıllık izin haklarının kullandırılmamasına yol açan kişileri tespit etme ve gerekli işlemleri yapma tavsiyesinde bulunmuştur. Bu karar, idari denetim mekanizmasının da amirlerin yetkilerini ölçülü kullanmasını şart koştuğunu göstermektedir.

Ne anlama geliyor? — Amirlerin Sorumluluğu

Toplu değerlendirme şunu ortaya koyuyor:

  • Amirler, yıllık izinlerin kullandırılmasında geniş bir takdir yetkisine sahip olmakla birlikte bu yetki sınırsız değildir.
  • Hizmet gerekçesiyle kısıtlama yapılabilir; ancak uygulama somut, ölçülendirilebilir gerekçelere dayanmalı, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun olmalıdır.
  • Somut gerekçe olmadan veya keyfi uygulamalarla izin hakkının kullandırılmaması hâlinde, idarenin işlemeyecek şekilde izin hakkını engellemesi hukuka aykırı kabul edilebiliyor.
  • Hukuka aykırılık halinde memurlar, idari yargıda dava açarak işlem iptali, hakkın iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir; idare mahkeme kararları uyarınca tazminata hükmedebiliyor ve idare ilgili personelden rücu edebiliyor.

Memurlar İçin Başvuru Yolları (Uygulamada izlenen yollar)

  1. İdari başvuru: Öncelikle kurum içinde dilekçe ile izin talebi tekrarlanmalı ve reddin gerekçesi yazılı olarak talep edilmelidir.
  2. Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) başvurusu: KDK’ya başvuru, idarenin takdir yetkisinin sınırlarının aşılması ve makul sürede hareket edilmediği iddiaları için etkili bir yol olabilir.
  3. İdare mahkemesi: İşlemin iptali, iznin kullandırılması veya manevi tazminat talepleri için idare mahkemesine dava açılabilir.
  4. Tazminat ve rücu: Mahkeme idarenin sorumluluğunu kabul ederse tazminata hükmedebilir; ödemeyi yapan idare ise kişisel kusuru tespit edilen amirlere yasal yollardan rücu edebilir.

Uygulamaya Dair Örnek Riskler — Amirlerin Yapmaması Gerekenler

  • Somut gerekçe göstermeksizin izin taleplerini sürekli reddetmek.
  • Eşitlik ve hakkaniyete aykırı planlama yapmak (aynı birimde benzer taleplere farklı muamele).
  • İznin kullandırılmamasıyla birlikte eski yıllara ait hakların düşmesine sebep olacak uygulamalarda bulunmak.

Hukuki ve İdari Sonuçlar — Neler Beklenebilir?

  • Mahkeme ve KDK içtihatları, idarenin ihmal veya hukuka aykırı davranışları sonucunda memurun uğradığı manevi zararın giderilmesini mümkün kılıyor.
  • İdarenin ödeyeceği tazminatlarda, ödemeyi yapan idarenin ilgili amire rücu etmesi Anayasal düzenleme çerçevesinde olağandır.
  • Uygulamada idareler, benzer uyuşmazlıklardan kaçınmak için önceden planlama yapmalı, izin listelerini ve gerekçeleri yazılı tutmalı, personel arasında hakkaniyeti gözetmelidir.

Uzmanlardan/Yetkililerden Alınabilecek Önlemler (Gazetecilik perspektifi)

Hukuk uygulayıcıları ve idareler için pratik öneriler şunlardır:

  • İzin planlarının yazılı, şeffaf ve eşitlik ilkesi gözetilerek hazırlanması.
  • Red gerekçelerinin açık, somut ve belgeye dayalı tutulması.
  • Personelin iznini kullandırmaya yönelik alternatif hizmet planları geliştirilmesi.
  • İdare içi itiraz ve başvuru mekanizmalarının etkinleştirilmesi.

Sonuç ve Değerlendirme

Kanuni düzenleme (657/103) amire yıllık izinlerin zamanını belirleme konusunda takdir yetkisi verirken, bu yetkinin sınırsız olmadığı; adalet, eşitlik ve hizmet gerekleriyle uyumlu olarak kullanılmasının zorunlu olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Danıştay kararları, bölge mahkemeleri ve KDK örnekleri bir arada değerlendirildiğinde, amirlerin memurlarına yıllık izin kullandırmamasından kaynaklanan hukuka aykırılık durumlarında idari ve manevi tazminat yönünden sorumluluklarının doğması mümkündür. Memurların haklarını korumak için idari başvuru, KDK’ya şikâyet ve idare mahkemesinde dava açma gibi hukuki yolların takip edilmesi gerekmektedir.

HEMŞİRE.COM MEVZUAT BİRİMİ

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال