Basın toplantısında konuşan Rektör Aslan, polikliniğin “TBMM üyeleri, protokol üyeleri ve basın mensupları” için hizmet vereceğini açıkça ifade etti. Her ne kadar şehit yakınlarının da kapsama dahil olduğu söylense de, asıl vurgunun VIP ayrıcalıklarında toplandığı dikkat çekti.
Pandemi döneminde kapatılan birimin yeniden açılması, kamuoyunda sert eleştirilere yol açtı. Zira AFSÜ’nün son yıllarda önceliğini, “stone” markalı kolonya üretimi gibi ticari faaliyetlere kaydırdığı, asıl misyonu olan bilimsel araştırma ve halk sağlığı hizmetinden uzaklaştığı belirtiliyor. Üniversitenin bu hamlesi, halkın sağlık hakkı yerine elit kesimin konforuna kaynak aktarıldığı yorumlarına neden oldu.
Sağlık uzmanları, VIP kliniklerin sistemdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğine dikkat çekiyor. Vatandaşlar devlet hastanelerinde aylarca randevu beklerken, ayrıcalıklı gruplar hiçbir sıra sorunu yaşamadan hizmet alabiliyor. “Kamu kaynaklarıyla kurulan bir üniversitede VIP ayrıcalık olmaz” diyen eleştirmenler, bu uygulamanın derhal iptal edilmesini istiyor.
Özellikle basın mensuplarına sunulan check-up ve diş hizmetleri, “eleştirel gazeteciliği yumuşatmaya yönelik bir jest” olarak yorumlanıyor. Milletvekilleri ve protokol üyelerinin zaten özel sağlık imkanlarına sahip olduğu hatırlatılırken, devlet hastanelerinde de ayrıcalık yaratılmasının “kamu vicdanını yaraladığı” vurgulanıyor.
AFSÜ’nün bu kararı, pandemi sonrası sağlık sisteminde hiçbir ders alınmadığını gösteriyor. Halkın vergileriyle finanse edilen bir kurumun, eşitlik ilkesini hiçe sayarak “elit kulübü”ne dönüştürülmesi, Türkiye’nin sağlık alanındaki en çarpıcı skandallarından biri olarak kayıtlara geçiyor.
Şimdi kamuoyu şu sorunun cevabını bekliyor: Halkın vergileriyle kurulan bu VIP düzeni daha ne kadar sürecek?
📌 HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ