İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde faaliyet gösteren özel bir hastanede ortaya çıkan skandal, sağlık sektöründe büyük yankı uyandırdı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. P.Ç.’nin, hastaların bilgisi ve rızası dışında ilaç kullanarak erken doğumlara neden olduğu iddia ediliyor. Özellikle vajinal yoldan verilen ilaçlarla doğumların haftalarca öne çekildiği, bunun sonucunda bebeklerin prematüre doğduğu ve yoğun bakım ünitelerine alındığı öne sürülüyor. Olayın gündeme gelmesinin ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve savcılık kapsamlı bir soruşturma başlattı.

Skandalın Ortaya Çıkışı
Olay, şüpheli uygulamaları fark eden anne adaylarının şikâyetleri üzerine ortaya çıktı. Şikâyetlerde, muayene sırasında hastaların bilgisi olmadan ilaç uygulandığı ve bu ilaçların doğumu erkene çektiği ileri sürüldü. İddialar, kamuoyuna yansıdı ve kısa sürede sosyal medyada geniş yankı buldu. Konu, daha önce gündeme gelen yenidoğan yoğun bakım skandallarıyla da ilişkilendirilmeye başlandı.
Bazı kaynaklar, doktorun 2015–2025 yılları arasında binlerce doğuma müdahale ettiğini ve bu süreçte yaklaşık 8 bin gebeyi etkilemiş olabileceğini öne sürüyor.
İddiaların Detayları
Şikâyetlere göre Dr. P.Ç., hastaların onayı olmadan “Cytotec” gibi ilaçları vajinal yoldan uygulayarak doğumu 8 haftaya kadar erkene çekiyordu. Bu müdahaleler sonucunda dünyaya gelen bebeklerin çoğunun prematüre olduğu, yoğun bakım ünitesine alınmak zorunda kaldığı belirtiliyor.
Bazı bebeklerin sağlık sorunları yaşadığı, hatta yaşamını yitirdiğine ilişkin iddialar da gündemde. İddialar, söz konusu uygulamaların yalnızca tıbbi ihmal olmadığını, aynı zamanda özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini doldurmak ve SGK’dan yüksek geri ödemeler almak için yapılan sistematik bir usulsüzlük olabileceğini gösteriyor.
Daha önce hazırlanan yenidoğan çeteleriyle ilgili iddianamelerde de benzer yöntemlere dikkat çekilmiş, bebeklerin usulsüz sevklerle özel hastanelere yönlendirildiği ortaya konmuştu.
Yetkililerin Müdahalesi
İddiaların ortaya çıkmasının ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü hızlı bir şekilde harekete geçti. Hastanenin kadın doğum servisinin faaliyetleri süresiz olarak durduruldu.
İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner, olayın ciddiyetle incelendiğini ve savcılığın soruşturma başlattığını açıkladı. Sağlık Bakanlığı da konuyla ilgili denetim başlattı. İncelemelerde, bazı bebeklerin sağlık durumlarının dosyalarda olduğundan daha ağır gösterildiği, usulsüz tedavi ve kayıt işlemleri yapıldığı tespit edildi.
Sendikadan Sert Tepki
Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda olayı sert sözlerle eleştirdi:
“Sağlık Hizmetleri Temel İnsan Hakkıdır! İstanbul Sancaktepe’deki özel bir hastanede görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. P.Ç.’nin, hastaların bilgisi ve rızası dışında ilaç kullanarak erken doğumlara sebep olduğu iddiaları ortaya çıkmıştır. Bu skandal sonrası İl Sağlık Müdürlüğü kadın doğum servisinin faaliyetlerini süresiz olarak durdurmuştur.
Bu olay; bir kez daha özel hastanelerin halk sağlığı için nasıl bir tehdit oluşturduğunu acı bir şekilde göstermektedir. Sağlık ticaret değildir! Paranın insandan önde tutulduğu bir sistem, cinayet üretir! Çare bellidir: Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır!”
Şimşek’in açıklaması, sendikanın sağlık sistemindeki ticarileşmeye karşı duruşunu yeniden gündeme getirdi.
Soruşturma Süreci ve Etkilenen Aileler
İddialar, 2015’ten bu yana devam eden uygulamalar nedeniyle binlerce anne ve bebeğin mağdur olabileceğine işaret ediyor. Bazı aileler bebeklerini kaybettiklerini öne sürerken, mağdurlar epikriz raporları ve resmi şikâyetlerle adalet arıyor.
Soruşturmanın, yalnızca Dr. P.Ç.’yi değil; aynı zamanda usulsüz sevk, sahte hasta kaydı ve ilaç kullanımına dayalı geniş çaplı bir “yenidoğan çetesi” iddiasını da kapsayacağı belirtiliyor.
Uzman Görüşleri ve Sistem Eleştirileri
Uzmanlar, olayın sağlık sistemindeki denetim zaaflarından kaynaklandığını vurguluyor. Denetimlerde, bebeklerin fiili sağlık durumlarının dosyalarda abartılı gösterildiği tespit edildi.
Eleştiriler, özel hastanelerin kâr odaklı yapısına odaklanıyor. Sendikalar ve sağlık aktivistleri, benzer skandalların önüne geçilmesi için özel sağlık kuruluşlarının kamulaştırılması gerektiğini savunuyor.
Skandalın, yalnızca Sancaktepe’deki hastaneyle sınırlı kalmayabileceği, daha geniş çaplı soruşturmaların sağlık sisteminin farklı alanlarına da uzanabileceği değerlendiriliyor.
HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ