Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan ile yetkili sendika genel başkanlarının bakanlık tesislerinde düzenlenen halı saha maçında yan yana görüntü vermesi, toplu sözleşme sürecinde memurların yaşadığı hayal kırıklığını daha da derinleştirdi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve diğer sendika temsilcilerinin işveren konumundaki bakanlık bürokratlarıyla aynı formayı giymesi, kamu çalışanları arasında sert eleştirilere yol açtı.

Halı saha maçı dostane bir 7-7 beraberlikle sonuçlandı. Ancak memurlar için gerçek skor, toplu sözleşme masasında hükümetin önerdiği zam oranlarıydı: İlk 6 ay için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüzde 6, üçüncü ve dördüncü 6 aylar için yüzde 4.
Enflasyonun yüksek seyrettiği, alım gücünün hızla eridiği bir dönemde bu oranlar, memur maaşlarında reel bir artış yerine reel bir kayıp anlamına geliyor.
Ekonomik Tablo Ağır, Fatura Memura Kesiliyor
Merkezi Yönetim Bütçe Raporu’na göre, 2025’in ilk yedi ayında bütçe açığı 1 trilyon lira, faiz giderleri ise 1,2 trilyon lira seviyesine ulaştı. Bu rakamlar, Türkiye tarihinin en yüksek faiz giderlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Ekonomi uzmanları, bu yükün büyük ölçüde ücretlilerin sırtına yüklendiğini ve hükümetin bütçe açığını düşük zam politikasıyla kapatmaya çalıştığını belirtiyor.
HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek de sosyal medya paylaşımlarında bu tabloya dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Merkezi Yönetim Bütçe Raporu yayımlandı. Son yedi aylık süreçte bütçe açığı 1 trilyon lirayı, faiz giderleri ise 1,2 trilyon lirayı bulmuş durumda. Ekonomik olarak savrulan ülkemizde faiz giderlerinin ve bütçe açıklarının faturası ücretlilere kesilmektedir.”
Halı Sahada Dostluk, Masada Yumuşak Pazarlık
Hükümetin zam teklifine karşı sert bir müzakere bekleyen memur tabanı, sendika liderlerinin bakanlıkla dostane görüntüler vermesini eleştiriyor. Sosyal medyada zam oranlarının halı saha skoruyla (10+6+4+4) yan yana getirilmesi, “Centilmenlik sahada olur, masada değil” yorumlarını beraberinde getirdi.
Yunus Şimşek, bu görüntüleri paylaşarak şu ironik yorumu yaptı:
“Biz Bir Aileyiz 😀😀😀 Bakan ve sendikacı dostları! Bu tabloyu tüm kamu kurumlarına asmak lazım. Maç Sonucu 10+6+4+4...”
Şimşek, bu paylaşımıyla, toplu sözleşme sürecinde taraf olması gereken sendikaların, işveren konumundaki bakanlıkla fazla yakın ilişki kurmasının memur lehine sonuç üretmeyeceğini vurguladı.
‘Biz Bir Aileyiz’ Söylemine Tepki
Yetkili sendikaların hükümetle yakın ilişkilerini “Biz bir aileyiz” mottosuyla sunması, son yıllarda memur tabanında ciddi bir güvensizlik yaratmış durumda. Memurlar, bu yaklaşımın bağımsız sendikacılık ilkesini zayıflattığını, toplu sözleşme masasında hak arama gücünü erittiğini düşünüyor.
Toplu pazarlığın sert ve şeffaf olması gerektiğini savunan kamu çalışanları, dostane karelerin müzakere gücünü zedelediğini ve sendikaları “etkisiz” konuma düşürdüğünü ifade ediyor.
Sendikal Güven Erozyonu
HEP-SEN, yetkili sendikaların bu tavrına karşı sert açıklamalarda bulundu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bu kareler, memurun değil, işverenin yanında durulduğunu gösteriyor. Toplu sözleşme masasında mücadele yerine, halı sahada dostluk maçı yapılması, çalışanların hakkını zayıflatıyor. Kamu çalışanlarının geleceği, saha dışındaki dostluk ilişkileriyle değil, masadaki kararlılıkla korunur.”
Masada Ter Dökülmeli, Sahada Değil
Milyonlarca memur, toplu sözleşme sürecinde sendikalarından dostane fotoğraflar değil, kararlı ve bağımsız bir pazarlık bekliyor. Halı sahada kazanılan dostluklar tebessüm ettirebilir, ancak masada kaybedilen maaşlar, enflasyon karşısında hızla eriyen gelirler ve düşen alım gücü geri getirilemiyor.
Önümüzdeki haftalarda sürecek toplu sözleşme görüşmeleri, hem memur maaşlarının kaderini hem de sendikalara duyulan güvenin geleceğini belirleyecek. Ancak sahadaki skor değil, masadaki kararlılık, bu mücadelenin asıl galibini ya da kaybedenini ortaya çıkaracak.
Foto Galeri




Hemşire.Com Haber Merkezi