Hemşirelik mesleği, sağlık sisteminin temel taşlarından biri olmasına rağmen, yönetim kademelerinde yeterince temsil edilmiyor. 2011 yılında başhemşirelik unvanının kaldırılmasıyla başlayan süreç, hemşireleri karar mekanizmalarından uzaklaştırdı. Bu makalede, hemşirelerin sağlık yönetimindeki rolünü, karşılaştıkları sorunları ve "Hemşireler Birliği"nin neden kurulması gerektiğini ele alacaktır.

Hemşirelik Mesleğinin Dönüm Noktası: Başhemşirelik Unvanının Kaldırılması
2011 yılı, hemşirelik tarihi için kritik bir eşikti. Başhemşirelik unvanının kaldırılması, hemşireleri yalnızca görev tanımları açısından değil, kurumsal prestij bakımından da geriye itti. O dönemden beri, hemşireler sağlık kurumlarının vazgeçilmez unsurları olmalarına rağmen, yönetimde sistematik bir şekilde dışlanıyor.
Türkiye'de hastanelerdeki sağlık personelinin yaklaşık %33'ü hemşirelerden oluşuyor. Yani her üç sağlık çalışanından biri hemşire. Bu devasa meslek grubu, hastaların bakımından sorumlu olmasına rağmen, karar alma süreçlerinde yeterince söz sahibi olamıyor. Bu durum, sağlık yönetiminde ciddi bir temsil krizine yol açıyor.
Yönetimde Temsil Krizi: Hemşirelerin Sesinin Duyulmadığı Bir Sistem
Eskiden her hastanede başhemşireler, hemşirelerin temsilcisi olarak yönetimle köprü görevi görüyordu. Ancak unvanın kaldırılmasıyla, hemşirelik yönetimi bürokratik bir yapıya dönüştü. Bugün hemşireler, en fazla "Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü" seviyesine yükselebiliyor.
Sağlık hizmeti iki temel direğe dayanıyor:
- Hekimler: Tanı koyar ve tedaviyi planlar.
- Hemşireler: Tedaviyi uygular, bakım sürecini yönetir ve hastanın durumunu sürekli izler.
Bu iki meslek grubu birbirini tamamlıyor. Ancak karar mekanizmalarında yalnızca hekimlerin temsil edilmesi, liyakat yerine hiyerarşiye dayalı bir sistemi güçlendiriyor. Hemşirelerin yönetimdeki yokluğu, sağlık hizmetinin kalitesini doğrudan etkiliyor.
Emek Var, Karşılık Yok: Hemşirelerin Ağır Yükü
Hemşireler, hastanelerde en fazla yükü taşıyan meslek grubu. Türkiye'de 1000 kişiye düşen hemşire sayısı sadece 2,9 iken, OECD ortalaması 9,2. Bu demek oluyor ki, Türk hemşireler üç kat fazla hasta yüküyle çalışıyor. Buna rağmen, ücretleri birçok yönetici, hekim veya idari personelden düşük kalıyor.
"Hastayla birebir ilgilenen hemşire, hastayı hiç görmeyen bir birimden daha az kazanıyor." Bu adaletsizlik, yalnızca ekonomik bir sorun değil; aynı zamanda yönetimsel bir körlük. Hemşirelerin emeği, hak ettiği değeri görmüyor ve bu durum motivasyonu düşürüyor.
Eğitimli ve Yetkin Hemşireler: Akademik Emek Karşılıksız Kalıyor
Türkiye'deki aktif hemşirelerin yaklaşık %70'i lisans, %12'si ise yüksek lisans mezunu. Bu, bilimsel temelli bakım eğitimi almış profesyoneller anlamına geliyor. Ancak sahada bu eğitim, ne ücret ne de unvan açısından karşılık buluyor.
Binlerce "uzman hemşire" diploması sahibi hemşire, hala standart "hemşire" kadrosunda çalışıyor. Yöneticilik pozisyonlarına yükselmeye çalışanlar ise torpil, sendikal baskı veya idari tercihler nedeniyle engelleniyor. Bu durum, hemşirelik mesleğinin potansiyelini kısıtlıyor.
>> Uzman Hemşirelikte Yapısal Sorunlar ve Politika Eksikliği: Türkiye’deki Mevcut Durumun Analizi
Mobbing ve İdari Baskı: Hemşirelerin Karşılaştığı Zorluklar
Araştırmalara göre, hemşirelik Türkiye'de en çok mobbinge maruz kalan mesleklerden biri. Görev yeri değişiklikleri, keyfi tutumlar ve liyakatsiz atamalar, hemşireleri yorgun ve umutsuz bırakıyor. Bu baskılar, yalnızca bireysel değil; hasta bakım kalitesini de olumsuz etkiliyor.
Sağlık sektöründe mobbing, sendikal nedenlerle artıyor ve hukuki koruma mekanizmaları yetersiz kalıyor. Hemşireler, bu baskılara karşı yalnız bırakılıyor.
Neden Hemşireler Birliği Kurulmalı? – Çözüm Önerisi
Tüm bu sorunlar, güçlü bir mesleki temsil mekanizmasının eksikliğinden kaynaklanıyor. Hekimler, eczacılar ve diş hekimlerinin odaları ve birlikleri varken, 350 bin hemşireyi temsil eden bir yapı yok.
Hemşireler Birliği kurulması, bu boşluğu doldurabilir. Bu birlik:
- Liyakat esaslı görevlendirmeleri savunmalı,
- Mobbing ve idari baskılara karşı hukuki destek sağlamalı,
- Hemşirelerin yönetim ve karar mekanizmalarında yer almasını güvence altına almalı.
Hemşireler, kimsenin önünde olmak istemiyor; sadece emeklerinin karşılığını arıyor. Bir hemşire, hastayla en fazla teması kuran, tedavinin uygulayıcısı ve bakımın yöneticisi. Bu kadar büyük sorumluluğu taşıyan bir mesleğin karar masasında olmaması, sağlık sisteminin en büyük eksiği.
Unvan Değil, Liyakat Belirlesin!
Sağlık yönetiminde hemşirelerin sesi duyulmalı. Hemşireler Birliği, bu adaletsiz düzeni değiştirecek bir güç olabilir. Artık söz masada da hemşirelerin olmalı!
Eğer sağlık sektöründe reform arıyorsanız, #HemşirelerBirliği'ni destekleyin. Sağlık Bakanlığı ve yönetim reformu için harekete geçme zamanı!
HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ