"Sağlık Ticarethaneye Dönüşemez!"
Aydın Kuşadası’nda geçtiğimiz günlerde düzenlenen Aydın Sağlık Turizmi Derneği Tanışma Toplantısı kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Toplantıda konuşan Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mücahit Avcil’in sarf ettiği sözler, sağlık camiası ve halk arasında infiale yol açtı.

Prof. Dr. Avcil’in toplantı sırasında “Bir yerli hastaya bakmak yerine bir yabancı hastaya bakarsak 17 kat fazla gelir elde ediyoruz. Gerekirse yerli hasta almayız.” şeklindeki sözleri, sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasına ve vatandaşın kamusal haklarının yok sayılmasına dair endişeleri artırdı.
Sağlık Hakkına Açık Saldırı
Başhekimin açıklamaları, kamu hastanelerinin asli görevini unutarak ticari öncelikleri öncelediği yönünde güçlü bir algı yarattı. Özellikle üniversite hastaneleri gibi akademik ve kamusal sorumluluğu olan kurumların yöneticilerinden gelen bu tür ifadeler, “devletin sağlık hizmeti sunma yükümlülüğü”nü tartışmaya açıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesi açıkça belirtir:
“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür.”
Bu maddeye rağmen kamuoyuna yansıyan sözler, devletin bu yükümlülüğünü yerine getiren kurumların, halkın sağlığını değil kazancı öncelediği izlenimini veriyor.

YÖK’e ve Sağlık Bakanlığı’na Çağrı
Birçok sağlık meslek örgütü, hasta dernekleri ve vatandaşlar, bu sözlerin ardından Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu. Ortak talep ise net:
“Prof. Dr. Mücahit Avcil’e ya görevini hatırlatın ya da o görevden alın.”
Kamu hastanelerinin ticarethane gibi işletilmesine yönelik tepkiler sadece Aydın’la sınırlı kalmadı. Sosyal medya üzerinden büyüyen kamu tepkisinde, “Hastaneler tüccarların değil, halkın hizmetindedir” mesajları dikkat çekti.
Aydın Halkı Tepkili: “Bizim Sağlığımız Pazarlık Konusu Değil”
Aydınlı yurttaşlar, yerel medyada ve sosyal platformlarda tepkilerini dile getirdi. Özellikle kronik hastalığı olan, düzenli tedaviye ihtiyaç duyan vatandaşlar, kamu hastanelerinde sıra bulmakta zaten zorlandıklarını belirterek, “Şimdi bir de yerli hastaya bakmayız mı deniyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Bazı vatandaşların ifadeleri şu şekilde:
“Zaten randevu almak zor, doktor sayısı az. Şimdi bir de kâr getirmiyoruz diye ikinci plana mı atılacağız?”
“Bu ülkenin kaynaklarıyla okumuş bir profesör, kendi halkını nasıl gözden çıkarabilir?”
“Hastanelerimizde ticari kaygı değil, insan hayatı ön planda olmalı.”
Halktan Yana mı, Kârdan Yana mı?
Oturduğu makam, kamu yararını gözetme sorumluluğu taşıyan bir kişi için, böylesine tartışmalı sözlerin dile getirilmesi kabul edilemez bir tabloyu gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Mücahit Avcil’in açıklamaları, sadece şahsi bir görüş değil, bir zihniyet sorunu olarak değerlendirilmekte.
Bu tür söylemlerin üniversite hastanelerinde kök salması, eğitim, araştırma ve sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine zemin hazırlayabilir.
Sağlık Hizmeti Satılık Değildir!
Unutulmamalıdır ki, sağlık bir hak, kamu hastaneleri ise bu hakkın güvencesidir. Bu tür açıklamalar karşısında kamuoyunun sessiz kalmaması, sağlık sisteminin toplumsal faydaya hizmet etmesi açısından hayati önem taşımaktadır.
Ya halktan yana olun, ya da o koltukları terk edin!
Hemsire.Com Özel Haber
Diplomasına bakılsa iyi olur. Sahte diplomalar gundemdeyken.
YanıtlaSil