Memur‑Sen ve Eğitim‑Bir‑Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine yönelik değerlendirmelerinde, kamu görevlileri arasında ücret adaletsizliğine dikkat çekerek, toplumsal ve kurumsal barışı zedeleyen derin farklara vurgu yaptı.

“Aynı İş, Farklı Ücret: Fazla Mesai Uçurumu”
Yalçın, NTV canlı yayınında örnek olarak bir üniversitede çalışan iki güvenlik görevlisini işaret etti:
“Bir üniversitede görev yapan iki güvenlik görevlisinin statüsü farklı; biri memur, diğeri işçi fazla mesailerinde memur 100 TL alıyor günlük, işçi 1500 TL alıyor. Aradaki fark, çalışma barışını tehdit eder.”
Bu açıklama sosyal medyada ve sendikanın resmi sayfalarında da yayılarak tepkilere yol açtı.
Hak Temelli Talep: Eşitlik Olmalı
Yalçın, sözleşme masasına bu eşitsizliklerin kaldırılmasının ana gündem olarak taşındığını belirterek:
“Ünvan, yetki ve sorumluluk temelinde ücret skalası yeniden düzenlenmeli. Kamuda çalışma barışının sağlanması, ücret adaletiyle mümkündür.”
Sahadaki Toplumsal Etki
Bu fark, hem kurumsal huzuru hem de çalışanların motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Yalçın’ın sözleri, memur ve işçi statüsü arasında süregelen ayrımcılığı gözler önüne sererken, kamu çalışanları arasında “eşit işe eşit ücret” talebinin ne kadar acil olduğunu vurguluyor.
Özetle: Neden Önemli?
- 15 katlık fark, çalışanlar arasında adalet algısını zedeler.
- Bu durum, toplu sözleşme sürecinin temel unsurlarından biri olmalı.
- Yalçın, sendika olarak ücret dengesizliğinin giderilmesini öncelikli talep olarak sundu.
Ali Yalçın’ın sözleri, 2025 Toplu Sözleşme sürecinin kamu çalışanları açısından sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir talepten ibaret olduğunun altını çiziyor. “Ücret adaleti” kamu işvereninin masaya getirmesi beklenen temel kriter olarak öne çıkıyor.
Hemsire.com'dan gelişmeleri takip edin!