OECD’nin Health at a Glance 2025 raporu, hemşireler açısından çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor: OECD genelinde hemşire sayısı artıyor, sağlık ve sosyal hizmetler istihdamın belkemiği hâline geliyor, ama çalışma koşulları ve ücretler hâlâ kırılgan. Rapordaki veriler, hemşirelik mesleğinin geleceği için kritik uyarılar içeriyor.
Aşağıdaki analiz, raporun hemşireleri doğrudan ilgilendiren tüm başlıklarını bir araya getiriyor ve temel verileri grafiklerle özetliyor.

1. 1.000 kişiye düşen hemşire sayısı: OECD ortalaması yükseldi, Türkiye dipte
OECD ülkelerinde 2023 itibarıyla 1.000 kişiye düşen hemşire sayısı ortalama 9,2. Bu oran 2013’te 8,1’di; yani son on yılda kayda değer bir artış var.
Ancak ülkeler arasında uçurumlar sürüyor:
- 3 hemşire / 1.000 kişi ve altında: Kolombiya, Türkiye ve Meksika.
- 15 hemşire / 1.000 kişi ve üzeri: İsviçre, Norveç ve İzlanda gibi yüksek gelirli ülkeler.
Hemşire/hekim dengesi de hemşirelerin yükünü gösteriyor:
- OECD ortalamasında her 1 doktora 2,5 hemşire düşüyor.
- Bu oran 1,2 ve altında olan ülkeler (Kolombiya, Meksika, Türkiye, Letonya ve katılım sürecindeki Bulgaristan) hemşire açığı ve iş yükü riskiyle öne çıkıyor.
- Japonya, Finlandiya, ABD ve İsviçre’de ise 1 doktora 4’ten fazla hemşire düşüyor.

2. Sağlık ve sosyal hizmetler: Her 9 çalışandan 1’i bu sektörde, çekirdeğini hemşireler oluşturuyor
OECD verilerine göre 2023’te toplam istihdamın %10,9’u, yani her 9 çalışandan 1’i sağlık veya sosyal hizmet sektöründe çalışıyor. 2013’te bu oran %10,1’di.
- İskandinav ülkeleri ve Hollanda’da bu oran %16’nın üzerinde.
- 2013–2023 arasında sağlık ve sosyal hizmet istihdamı %30 büyüdü; bu, toplam istihdam artışının yaklaşık iki katı.
- Sektör çalışanlarının %75’inden fazlası kadın.
Bu büyük işgücünün omurgasında hemşireler var:
- Çoğu ülkede hemşireler, sağlık ve sosyal hizmet istihdamının %20–25’ini oluşturuyor.
- OECD’ye göre bu durum, hemşirelikte yaşanacak her krizin sağlık sistemini doğrudan sarsacağı anlamına geliyor.

3. Yeni hemşire mezunları: Sayı artıyor ama geleceğe ilgide düşüş var
Hemşire açığını kapatmanın ana yolu, her yıl mezun olan hemşire sayısı. OECD’ye göre:
- 2013’te yaklaşık 544 bin olan yeni hemşire mezunu sayısı,
- 2023’te 644 bine çıktı.
- Bu, yılda ortalama %1,7’lik bir artış anlamına geliyor.
Aynı dönemde tıp fakültesi mezunlarının artış hızı ise %3,2 ile neredeyse iki kat daha hızlı.
Ülke bazında uçurumlar burada da belirgin:
- 100.000 kişiye 10 mezun bile veremeyenler: Kolombiya, Lüksemburg ve katılım sürecindeki Bulgaristan.
- 100.000 kişiye 100’ün üzerinde mezun: Avustralya ve İsviçre.
Raporda, eğitim düzeylerine göre de ayrışma vurgulanıyor:
- İsviçre’de 2013–2023 arasında hemşire mezun sayısı %45 arttı; artışın çoğu, daha kısa süreli “associate professional nurse” programlarından geldi.
- ABD’de ise büyüme, daha çok lisans düzeyindeki hemşirelik programlarından kaynaklandı; kısa, pratik/vokasyonel programlardan mezun sayısı düştü.
- Slovakya ve İtalya’da mezun sayıları 10 yıllık dönemde kayda değer biçimde geriledi; İtalya’da düşüş %20’nin üzerinde.

4. Gençlerin hemşireliğe ilgisi: PISA verileri alarm veriyor
Yeni mezun sayısındaki artış, gençlerin hemşireliğe bakışındaki düşüşle gölgeleniyor. OECD PISA anketlerine göre:
- Hemşire olmak istediğini belirten 15 yaş grubu öğrencilerin oranı, OECD ortalamasında
- 2018’de %2,3 iken,
- 2022’de %2,1’e geriledi.
- ABD, Kanada, İrlanda, Norveç ve Danimarka’da düşüş daha keskin.
- Japonya’da ise ilgi ciddi biçimde artmış durumda ve OECD içinde en yüksek oran Japonya’da.
- Polonya, Baltık ülkeleri, Macaristan, İtalya ve Yunanistan’da her 100 öğrenciden 1’inden azı kendini gelecekte hemşire olarak görüyor.
Cinsiyet boyutu da önemli:
- Çoğu OECD ülkesinde, gelecekte hemşire olmayı düşünen 15 yaş grubunun %90’ından fazlası kız öğrenciler. Hemşirelik, hâlâ güçlü biçimde “kadın mesleği” olarak algılanıyor.
Bu tablo, hemşirelik mesleğinin çekiciliğini artıracak burs, kariyer yolu, çalışma koşulları ve imaj politikalarının önemini gösteriyor.
5. Uluslararası hemşire göçü: 800 bini aşan küresel hareket, büyüyen bağımlılık
OECD’ye göre ülkeler, hekimlere kıyasla hemşirelerde yurt dışı eğitimli personele daha az bağımlı.
- 2023’te OECD hemşirelerinin %8,8’i eğitimini başka bir ülkede aldı;
- Aynı yıl hekimlerde bu oran %19,6.

Buna rağmen, göç hızlanıyor:
- Yurt dışı eğitimli hemşire sayısı 2010’dan 2023’e %69 arttı ve 800 bini aştı.
- Bu hemşirelerin %60’ından fazlası, ABD, Birleşik Krallık ve Almanya’da çalışıyor; ilk 10 hedef ülke, toplamın %92’sini çekiyor.
Hemşire sayısındaki artışın kaynağına bakıldığında:
- 2010–2023 arasında OECD genelinde hemşire sayısındaki artışın %21’i, yurt dışı eğitimli hemşirelerden geliyor.
- Birleşik Krallık’ta durum çok daha çarpıcı: Hemşire sayısındaki toplam artışın %83’ü yabancı eğitimli hemşirelerden geliyor; sayıları 70 binden 170 bine çıktı.
- İsviçre, Yeni Zelanda, Avustralya, Almanya ve Hollanda’da da hemşire sayısındaki artışın önemli kısmı göçle sağlandı.
Köken ülkelere bakıldığında:
- 2020/21 verilerine göre OECD ülkelerinde çalışan hemşirelerin en büyük kaynak ülkeleri Filipinler (270 bin), Hindistan (120 bin), Polonya (64 bin) ve Nijerya (54 bin).
Bu tablo “beyin göçü” riskini büyüttüğü için, WHO’nun Sağlık Personelinin Uluslararası İstihdamına İlişkin Küresel Uygulama Kodu ve 2023’te güncellenen, ağır işgücü baskısı altındaki 55 ülkeyi içeren “Health Workforce Support and Safeguards” listesi öne çıkıyor: Bu ülkelerden aktif personel çekiminin ancak telafi edici önlemlerle yapılması gerektiği vurgulanıyor.
6. Ücretler: Ortalama çalışandan %20 daha fazla, ama her ülkede değil ve reel artış kırılgan
OECD’ye göre 2023’te hastane hemşirelerinin ortalama ücreti, tüm çalışanların ortalama ücretinin %20 üzerinde. Yani OECD ortalamasında hemşire ücretleri, genel ücret düzeyine göre 1,2 kat.

Ancak ülke düzeyinde tablo çok değişken:
- İsviçre, Birleşik Krallık, Finlandiya ve İtalya’da, hemşireler kendi ülkelerindeki ortalama çalışandan daha az kazanıyor.
- Meksika, Polonya, Şili ve Çekya’da ise hemşire gelirleri, ülke ortalama ücretinin en az %50 üzerinde.
Ülkelerin ücret politikaları, hemşire göçünü de doğrudan etkiliyor:
- Orta ve Doğu Avrupa ile Güney Avrupa ülkelerinde hemşire ücretleri çoğu zaman OECD ortalamasının belirgin şekilde altında; bu da hemşirelerin daha yüksek ücretli AB ülkelerine göçünü tetikliyor.
- ABD’de hemşire ücretleri birçok OECD ülkesine kıyasla oldukça yüksek; bu, ABD’nin her yıl binlerce yabancı hemşire çekebilmesinin temel nedenlerinden biri.
Reel ücretlerin zaman içindeki seyrinde de keskin farklılıklar var:
- 2013–2019 döneminde özellikle Orta ve Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerinde hemşire ücretleri reel olarak yılda %9–11 civarında artarak batıdaki meslektaşlarla arayı kapatmaya başladı (Polonya, Letonya, Litvanya).
- Macaristan, Slovakya ve Çekya’da da yıllık reel artış %6 civarında.
- Buna karşılık Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’de 2013–2019 arasında hemşire ücretleri reel olarak yılda %1 ve üzerinde azaldı; bu, kriz sonrası kemer sıkma politikalarının sonucu.
2019–2023 döneminde tablo daha karmaşık:
- Lityanya ve Letonya’da çift hanelere yaklaşan reel ücret artışları sürerken, Polonya, Macaristan, Slovakya, Fransa ve Estonya’da hemşire ücretleri yıllık %4’ün üzerinde arttı.
- Ancak Yeni Zelanda, Şili, İtalya, Hollanda ve Birleşik Krallık’ta hemşire ücretleri reel olarak yılda %1’den fazla geriledi.
OECD bu dalgalanmada iki ana faktöre dikkat çekiyor:
- COVID-19 ikramiyeleri: Birçok ülkede hemşirelere 2020–2021’de tek seferlik “pandemi bonusu” verildi; bunlar kalıcı maaş zammına dönüşmedi.
- Yüksek enflasyon: Enerji ve yaşam maliyetlerindeki artış, nominal ücret artışlarının büyük kısmını eritti; pek çok ülkede ortalama reel ücretler 2021–2023 arasında düştü.
7. Hastanelerde hemşirelerin yükü: Personel yetersiz, iş temposu güvensiz algılanıyor
Hastaneler, sağlık ve sosyal hizmet sektörünün en büyük işvereni olmaya devam ediyor:
- 2023’te hastanelerde çalışan kişi sayısı, nüfus büyüklüğüne göre bakıldığında İsviçre, Birleşik Krallık, Norveç, Danimarka, ABD, İzlanda ve Fransa’da, Meksika, Şili, Macaristan ve Kore’nin en az iki katı düzeyinde.
- Hemşireler ve ebeler, hastane çalışanlarının %36’sını oluşturuyor; yani hastane içi bakımın ana yükü hemşirelerin omuzlarında.
- Hekimler, ortalama olarak hastane işgücünün %14’ünü oluşturuyor.
- Hasta bakımına doğrudan katılan hemşire yardımcıları/yardımcı sağlık personeli ise yaklaşık %10 paya sahip; bu oran bazı ülkelerde %20’nin üzerine çıkarken bazılarında neredeyse sıfır.
OECD’nin hemşirelerle ilgili özel bölümünde çalışma koşulları da net biçimde gündeme geliyor:
- Bir dizi ülkeyi kapsayan hastane personel anketlerinde, hemşirelerin %56’sı, personel sayısı ve iş temposunu “güvensiz” buluyor.
- 2021’de ABD ve Birleşik Krallık başta olmak üzere birçok ülkede “büyük istifa” (great resignation) endişesi ortaya çıktı.
Birleşik Krallık’tan gelen yeni veriler, doğru politikanın fark yaratabileceğini de gösteriyor:
- 2021–2022 döneminde NHS içinde hemşire ve diğer çalışanlar için ayrılma oranı %12,5’e kadar yükselmişti.
- 2023–2024 döneminde bu oran %10,1’e geriledi – son on yılın en düşük seviyelerinden biri.
- Bu iyileşme, özellikle tutma/elde tutma programları ile desteklendi.
8. İleri hemşirelik rolleri: Doktor eksiğini kapatmak için görev paylaşımı
Pek çok OECD ülkesi, hekim açığını hafifletmek ve birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi artırmak için hemşirelere daha gelişmiş roller veriyor:
- “Nurse practitioner”, “aile ve toplum hemşiresi” gibi modellerle hemşirelere tanı koyma ve ilaç yazma dahil geniş yetkiler tanınıyor.
- Bu roller için genellikle yüksek lisans düzeyinde eğitim şart; yetkiler kimi ülkelerde hekim gözetimi altında, kimi ülkelerde daha bağımsız şekilde kullanılıyor.
OECD, bu tür görev genişletmelerinin hem erişimi artırma, hem de mevcut işgücünün verimliliğini yükseltme potansiyeline dikkat çekiyor; ancak çalışma koşulları ve ücretler iyileştirilmeden bu rollerin sürdürülebilir olmayacağı da vurgulanıyor.
9. Tablonun hemşireler için anlamı ve politika mesajı
OECD’nin 2025 verileri, hemşirelik mesleği için özetle şu mesajları veriyor:
- Sayısal artış tek başına yetmiyor
- Göç, kısa vadede rahatlatıcı, uzun vadede kırılgan bir çözüm
- Ücret ve çalışma koşulları, hemşire tutmanın ana belirleyicisi
- Gençlerin mesleğe ilgisi düşüyor
- Türkiye gibi hemşire yoğunluğu düşük ülkeler için alarm
Sonuç
OECD’nin 2025 raporu, hemşireler için çifte gerçeği ortaya koyuyor:
- Bir yandan, sağlık ve sosyal hizmet sektörü tarihin en büyük istihdamını yaratıyor; hemşire sayısı, mezun sayısı ve uluslararası hareketlilik artıyor.
- Diğer yandan, ücret baskısı, ağır iş yükü, güvensiz hissedilen çalışma temposu ve gençlerin azalan ilgisi, hemşirelik mesleğinin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
Hemşireler için bu tablo; daha güçlü ücret politikaları, daha iyi çalışma koşulları, mesleği çekici kılacak eğitim ve kariyer adımları ve göçün etik biçimde yönetilmesi gereğini, veri temelli ve tartışmasız biçimde masaya koyuyor.
HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ