Yenidoğan Çetesi Davasında 3 Tahliye: Kamu Vicdanı Bir Kez Daha Sarsıldı

Türkiye’nin son yıllarda sağlık sistemine dair en çarpıcı yargı süreçlerinden biri olan ve kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen davada kritik bir gelişme yaşandı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, 16’sı tutuklu 57 sanığın yargılandığı dosyada, üç sanık adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Karar, mağdur aileler ve sağlık çalışanları arasında tepkiyle karşılandı.

Davanın Geçmişi: Ölümle Sonuçlanan Sevkler

Soruşturma dosyasında yer alan iddialara göre, bazı hekimler ve sağlık çalışanları hasta bebekleri bilinçli şekilde belirli özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirdi. Bu sevkler sonrası bebeklerin yaşamlarını yitirdiği, ailelerin acıları üzerinden büyük miktarda haksız kazanç sağlandığı öne sürülüyor.

Davada adı geçenler arasında doktorlar, hemşireler ve hastane yöneticileri bulunuyor. Savcılık, bu sistemin organize şekilde yürütüldüğünü, bebek ölümlerinin tesadüf değil bir “rant düzeninin” parçası olduğunu iddia ediyor.

Duruşma Salonu: Çelişkili Raporlar ve Savunmalar

6 Eylül’de görülen duruşmada tutuklu sanıklardan sadece 6’sı hazır bulundu. Aralarında örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı’nın da olduğu sanıklar ve avukatları uzun savunmalar yaptı.

  • Avukatlar, bebeklerin zaten hasta olduğunu, raporların çelişkili hazırlandığını ve müvekkillerinin ölümle doğrudan bir bağının bulunmadığını öne sürdü.
  • Bazı sanık avukatları ise Adli Tıp Kurumu raporlarının yetersizliğine dikkat çekerek, “Bu raporlarla kimseye kusur atfedilemez” savunmasını yaptı.
  • Bir kısım sanıklar, daha önce etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandıklarını hatırlatarak serbest bırakılmayı talep etti.

Tahliye Kararı: Üç Hemşire Serbest

Mahkeme heyeti, avukatların savunmalarının ardından ara karar için verilen iki saatlik molanın ardından, Hemşire Damla Atak, Hemşire Tuğçe Toptemel ve Hemşire Mehmet Halis Başli’nin adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

Tahliye edilen hemşireler hakkındaki suçlamalar, hasta bebeklerin usulsüz sevk sürecinde yer almak ve ölümle sonuçlanan ihmallerde pay sahibi olmak olarak öne çıkıyordu.

Kamu Vicdanı: “Bebeklerin Ölümü Bu Kadar Kolay mı Geçecek?”

Tahliye kararının ardından duruşma salonunda sessizlik hakim oldu. Ancak dışarıda ve sosyal medyada tepkiler hızla yükseldi. Mağdur aileler, “Bebeklerimizin hayatı bu kadar ucuz mu?” diyerek adaletin sağlanmadığını savundu.

Sağlık camiasında da kararın yankıları büyük oldu. Pek çok sağlık çalışanı, olayın sadece bireysel hatalardan ibaret olmadığını, sağlık sistemindeki denetim zafiyetinin bu trajedilerin önünü açtığını vurguladı.

Dava 23 Aralık’a Ertelendi

Mahkeme heyeti, duruşmayı 23 Aralık 2025 tarihine erteledi. Önümüzdeki oturumda hem yeni bilirkişi raporlarının hem de mağdur ailelerin taleplerinin masaya yatırılması bekleniyor.

Eleştirel Değerlendirme

“Yenidoğan Çetesi” davası, yalnızca birkaç sağlık çalışanının yargılanmasıyla kapanacak bir dosya değil. Bu dava, özel hastanelerin denetim mekanizmalarındaki boşlukları, sağlık politikalarındaki aksaklıkları ve hasta güvenliğinin nasıl ikinci plana itildiğini gözler önüne seriyor. Tahliye kararları ise, adaletin gecikmesi bir yana, kamu vicdanında daha büyük bir yara açıyor.


📌 HEMŞİRE.COM HABER MERKEZİ

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال